İş dünyasının en köklü kabullerinden biri: en iyi okullardan mezun, en yüksek not ortalamasına sahip adaylar, sektörel başarı sağlamış şirketlerde görev yapmış kişiler, bir şirketin aradığı en iyi çalışanlardır. Yıllarca bu varsayımla hareket edildi. Özgeçmişteki prestijli okul ismi, not dökümü ve teknik yeterlilikler, kapıları açan sihirli anahtar oldu. Ancak, dijital dönüşümün ve hızla değişen pazar koşullarının etkisiyle, bu "klasik" işe alım anlayışı artık sorgulanıyor. Peki, işe alım yaparken sadece teknik beceri ve diplomaya odaklanmak ne kadar doğru? Ve bu yaklaşım bizi geleceğin liderlerinden ve yenilikçilerinden mahrum bırakıyor olabilir mi?
1.Teknik Yeterlilik Sadece Bir Başlangıçtır
Bir işin gerektirdiği teknik becerilere sahip olmak elbette
çok önemli. Bir yazılımcı kod yazmayı, bir finans uzmanı bütçe analizini
bilmeli. Ancak, bir çalışanın başarısını belirleyen tek unsur bu değildir.
Sektörler o kadar hızlı değişiyor ki, bugün geçerli olan bir teknik beceri,
birkaç yıl sonra demode olabiliyor. Örneğin, dünkü "excel
sihirbazı", bugün yapay zekâ destekli analitik araçlara hızla adapte
olmak zorunda.
Bu dinamik ortamda, en değerli çalışanlar, sadece mevcut
görevlerini yerine getirenler değil, aynı zamanda sürekli öğrenmeye ve
gelişmeye açık olanlardır. İşte bu noktada, bir kişinin karakteri ve kişisel
özellikleri devreye girer. Öğrenme arzusu, merak, esneklik, problem çözme
yeteneği gibi "yumuşak" beceriler, teknik bilginin ötesine geçer ve
bir çalışanın uzun vadede şirkete katacağı değeri belirler.
2. “Yeteneği İşe Al, Karakter Eğilir” Yanılgısı
Sıkça duyduğumuz, Peter Schutz'a atfedilen "Karakteri
işe al, yeteneği eğit" sözü aslında derin bir gerçeği yansıtıyor. Bir
yeteneği, yani bir işi yapabilme kabiliyetini geliştirmek, çoğu zaman bir
kişiye yeni bir karakter kazandırmaya çalışmaktan daha kolaydır. Şirketler,
çalışanlarına teknik eğitimler, sertifikasyon programları ve mesleki gelişim
fırsatları sunabilir. Ancak, bir kişinin dürüstlük, azim, takım çalışmasına yatkınlık,
iletişim becerileri veya liderlik gibi özelliklerini değiştirmek neredeyse
imkansızdır.
Bir çalışanın işe olan tutkusu, zorluklar
karşısındaki azmi ve şirket kültürüne olan uyumu, onun
performansını ve şirkette kalıcılığını doğrudan etkiler. Mezun olduğu okulun
adını taşıyan bir diploma, bu kritik özelliklerin hiçbirini garanti etmez.
Aksine, bazı durumlarda, aşırı rekabetçi bir akademik geçmişe sahip adaylar,
takım çalışmasından uzak veya esnek olmayan bir duruş sergileyebilir.
3. İK’nın Yeni Rolü: Dedektif Olmak
Bu yeni işe alım paradigmasında, İnsan Kaynakları
departmanlarının rolü de değişiyor. Artık sadece CV'leri filtreleyen bir birim
değil, potansiyel yeteneklerin iç dünyasına bakan birer dedektif olmaları
gerekiyor. Bu, mülakat tekniklerinin değişmesi, davranışsal sorulara daha fazla
yer verilmesi ve adayların sadece ne bildiğine değil, nasıl düşündüğüne ve
davrandığına odaklanılması anlamına geliyor. Kurum kültürüne uyumlu aday
seçimi, artık daha da önemli hale geldiği için eleme aşamasını kişilik
özelliklerine yönelik de değerlendirmek gerekiyor.
Ayrıca, referans kontrollerinin daha detaylı yapılması, kriz
ve çatışma yönetimine yönelik küçük vaka çalışmaları, adayın gerçek karakteri
ve iş ahlakı hakkında değerli bilgiler sunabilir. Teknik bir testten yüksek not
almak, gerçek bir kriz anında nasıl tepki vereceğini veya bir takım arkadaşıyla
nasıl iş birliği yapacağını göstermez. İşte bu nedenle, işe alım süreçlerinde kişilik
envanterleri ve değer odaklı mülakatlar gibi araçların kullanımı
giderek artmaktadır.
Sonuç olarak, geleceğin iş dünyası, diplomaların ve
unvanların değil, karakterin ve yeteneğin belirleyici olduğu bir yer
olacak. Şirketler, sadece bugün için değil, yarının belirsizliği için de güçlü
ve uyumlu takımlar kurmak istiyorlarsa, yetenek avcılığının odağını
değiştirerek, sadece teknik bilgiyi değil, aynı zamanda insanı ve onun duruşunu
da işe almayı öğrenmek durumundalar. 3000 üzerinde mülakat ve işe alım deneyimim bağlamında emin olduğum bir bilgi; Diploma ağırlıktır fakat duruş varlıktır!
Gülşen Bayram Gürbüz
İK Profesyoneli/Koç/Danışman/Mentor

Hiç yorum yok: