Modern iş hayatı, sürekli
gelişen teknoloji ve değişen dünya düzeni ile şekillenirken; çalışma modelleri
de beraberinde köklü değişikliklere uğradı. Özellikle Covid-19 pandemi
döneminin etkisi gündeme yeni bir çalışma modelini getirdi: Evden çalışma.
Evden çalışma, kelebek
etkisi yaratarak yeni çalışma modellerine de zemin hazırladı. Dijital dönüşüm
süreçlerinin hızlanması, teknolojinin gelişmesi ve Covid-19 salgını ile
birlikte çalışma modelleri üzerine araştırmalar, anketler yapıldı. Dünya
çapında bilinen bazı önemli kurumsal şirketler çalışanlarının evden
çalışmalarına sıcak bakarak iş devamlılığını sağladı. Özellikle Microsoft,
Amazon, Google ve Facebook bu çalışma şekline öncü olan şirketler arasında
yerini aldı. Gelişen çalışma modelleri ile birlikte geleneksel klasik mesaili
ofisten çalışma modeli de varlığını korudu.
Şimdi ön plana çıkan
çalışma modellerini kısaca tanıyalım ve biz ülke olarak bunun neresindeyiz
konuşalım.
Geleneksel Yerinde Çalışma Modeli
Hepimiz ilk iş hayatına
adım attığımızda günün en az 8 saatini ofiste geçireceğimizi taahhüt ederek işe
başladık. Sabah 8 iş başı yaptık, akşam 6 paydos dedik. Halen popüler varlığını
koruyan sabah 8 – akşam 6 modeli en çok trend olan bir iş yöntemi olarak
karşımıza çıkar. Böylelikle işveren ve çalışan arasında belirli bir çalışma
programı ve iş günleri belirlenir. Aynı zamanda çalışanların bu süreler içinde ofiste veya
işyerinde olması beklenir. Nitekim bu model, uzun yıllar boyunca iş dünyasında yaygın
olarak kullanılan ana çalışma biçimi olmuştur. Bunun en büyük sebebi
işlerin büyük bir bölümünün uzaktan çalışmaya elverişli olmamasıdır. Sektör bazında baktığımızda lojistik, inşaat, gıda ve turizm sektöründe
çalışanların bizzat sahada çalışması gerekir. Özellikle bazı meslek grupları
var ki saha içerisinde aktif olması gerekmektedir. Çalışma şeklini en başta
göğüsleyen meslek grupları arasında kuryeler, postacılar, şoförler, saha
mühendisleri, ustalar, imalatçılar, temizlikçiler, garsonlar gelmektedir.
Yükselen Trend: Hybrid Çalışma Modeli
Hibrit çalışma modelinde çalışanlar haftanın belirli günlerinde ofiste, belirli günlerinde ise ofis dışında çalışarak iş akışını sağlarlar. Amaç, her iki çalışma modelinin de avantajlarını bir araya getirerek daha esnek, verimli ve dengeli bir çalışma ortamı yaratmaktır. Çalışanlar trafikte geçirilen süreyi kendilerine ayırırlar. İş-yaşam dengesini koruyan ve kariyer gelişimine odaklanan bu model, çalışanların sorumluluklarını/görevlerini bilinçli şeklide üstlenmesine ve de esnek bir çalışma şeklini yaratmalarını olanak tanır. Bu çalışma modeli çalışana özgürlük sunarken, işverenlere de belirli avantajlar sağlamaktadır. Böylelikle iş yeri maliyetleri büyük ölçüde düşer ve işverenler farklı yerlerdeki yeteneklere ulaşarak, yetenek havuzu oluşturabilir. Coğrafi sınırlamalar azaldığı için şirketler, farklı şehirlerden veya ülkelerden yetenekli çalışanları işe alabilirler.
Hibrit çalışma modeli,
özellikle COVID-19 pandemisi sonrası dönemde popülerliğini artırmış ve birçok
şirket tarafından geleceğin çalışma biçimi olarak benimsenmiştir.
Koronavirüsün Hediyesi: Uzaktan Çalışma Modeli
Koronavirüs salgını
beraberinde uzaktan çalışma şeklini getirdi. Büyük firmaların öncü olmasıyla
birlikte uzaktan çalışma her geçen gün yaygınlaştı. Uzaktan çalışma modelinin
yaygınlaşmasında işverenler açısından önemli bulunan bazı unsurlar
bulunmaktadır. Özellikle yemek, elektrik, su, ısıtma gibi giderlerin azalması
ile birlikte tasarruf yoluna giden firmalar için uzaktan çalışma cazip hale
geldi. Çalışanlar ise trafikte harcayacakları mesaiyi evde daha verimli
kullanarak yol masrafından ve zamandan tasarruf etti.
Uzaktan çalışmak demek
sadece evden çalışmak anlamına gelmez. Nitekim internet gücünün yüksek olduğu her mekândan
iş akışını sağlanabilir, iş yeriniz bazen bir kafe bazen de deniz kenarı da olabilir. Bu esnek düzen, kişileri mutlu ederek çalışma verimliliğini/ bağlılığını arttırabilir. Böylelikle coğrafi sınırlamaları ortadan
kaldırarak çalışanlara ve şirketlere büyük bir esneklik sunar, lakin maalesef
sosyal izolasyonu da beraberinde getirir.
Gen Z’nin Gözdesi: Freelance İş Modeli
Çalışanların bir işverene
bağlı olmadan, müşteriler ile düzenli olarak iletişim kurup iş akışını
sağladıkları çalışma modelidir. Çalışanlar bir ofis programına uymadan iş
akışlarını kendi tercihlerine göre düzenler. Birçok müşteri ya da
belirledikleri şirket için çalışabilirler.
Freaelance modelinde
çalışan kişiler talep üzerine çalışarak, ihtiyaç anında hizmet sunarlar. Mesai
saatlerini, çalışma tempolarını ve çalışma yerlerini tamamen kendileri belirleyebilirler.
Özellikle özel yaşam ve mesleki yaşamı arasında denge kurmak isteyen ailesi ile
daha çok vakit geçirmek isteyen kişilerin alternatif iş modeli freelance iş
modelidir.
Gen Y ve gen Z’nin de en
sıcak baktığı bu modelde çalışanlar freelancer olarak adlandırılır. Muhasebe,
finans, müşteri hizmetleri, yazılım, grafik tasarım, reklamcılık, çeviri
hizmetleri, pazarlama, medya, bilgisayar ve bilgi teknolojileri, insan kaynakları
danışmanlık hizmetleri, eğitim, seslendirme sanatçılığı ve bunun gibi meslek
grupları freelance çalışma modeline uygun iş kolları olarak görülmektedir.
Tüm uzaktan çalışma
modellerinde olduğu gibi freelance çalışma konforlu gibi görünse de iyi
yönetilmediği takdirde iş akışları kesintiye uğrayarak hizmet kalitesinin
etkilenmesine neden olabilir.
Ayrıca işin ne zaman
geleceğinin bilinememesi ve aylık gelirin belirli bir düzene sahip olmaması,
freelance çalışma modelini tercih edenlerin karşılaşabileceği zorluklar
arasındadır. Yine de freelance çalışma şekli yeni neslin gözde alternatif iş modelidir.
Peki, biz ülke olarak bu çalışma modellerinin neresindeyiz?
Ülkemizde geleneksel
çalışma dediğimiz, "yerinde çalışma modeli" diğer çalışma modellerine göre
işverenler tarafından daha çok tercih edilmektedir.
Türkiye’de birçok
sektörde bedensel ve mekânsal bağımlı işlerin yoğunlukta olması, işverenlerin
geleneksel iş anlayışı, çalışma verimliliğinin ortaya konulan işle değil,
belirlenen saatlerde fiziken mekânda olma ile ölçümlenmesi sebebiyle, uzaktan
çalışma ve hybrid çalışma oranları oldukça düşüktür.
Türkiye'de bu modelin
yaygınlaşabilmesi için devletin destekleyici teşviklerini arttırması,
teknolojik alt yapının oluşturulması ve işveren-çalışan arasındaki iletişimi
güçlendirmeye yönelik çalışmaların yapması önem arz etmektedir.
Ayrıca ülkemizde büyük firmaların iyi uygulamalar yaparak diğer işverenlere ön ayak olması oldukça elzemdir. Uzaktan ve hybrid çalışma modellerinin uygun meslek grupları için önünün açılması, mekân ve zamanda keskin sınırların azalmasına, yeni çalışma modellerinin sürekli olarak gelişip yaygınlaşmasına zemin hazırlayacaktır.
Hiç yorum yok: