Antik Yunan’a dayanan felsefi bir düşünce olarak sinizm, en
geniş anlamıyla bireyin, yaşam değerlerine, toplumsal normlara ve geleneklere
karşı eleştirel bir bakış açısı benimsemesini ifade etmektedir. Bireyin kendi
içsel değerlerine odaklanarak dışsal beklentilere karşı bağımsız bir duruş
sergileme ve özgürleşme çabasını yansıtan bu düşünce tarzı, genellikle olumsuz
ve alaycı bir tutum, kötümser bakış açısı ve yoğun eleştiri kültürü olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Örgütsel sinizm ise sinizm felsefesini esas alarak;
çalışanların örgütleriyle ilgili olumsuz bakış açılarını ve yoğun eleştirel
tutumlarını ifade eden bir durumdur. Bu durum, bireylerin örgütün değerleri,
politikaları veya liderlik tarzıyla ilgili olarak olumsuz düşüncelere sahip
olmalarını içerir. Örgütsel sinizm genellikle örgütteki iletişimsizlik,
adaletsizlik algısı, çalışanların değişime olan direnci veya liderlik sorunları
gibi faktörlerden kaynaklanabilir ve örgüt içinde olumsuz bir atmosfer yaratarak
işbirliği ve performansı olumsuz etkileyebilir.
Çalışanların Örgütsel Sinizm Geliştirmesinin Nedenleri
Örgüt içerisinde adalet algısının yitirilmesi çalışanların
örgüte karşı sinik tutumlar geliştirmesine neden olur. Çalışanlar arasında
ayrımcılık yapılması, terfi ve ödül – ceza gibi uygulamaların adaletsiz
yapıldığı inancı ve örgüt içerisinde şeffaflığın olmaması gibi nedenler adalet
algısının yitirilmesine örnek oluşturabilecek nedenler olmaktadır.
Çalışanların yoğun iş yükü altında kalması ve baskı altında
hissederek stres geliştirmesi de örgütsel sinizmin gelişmesine neden
olabilmektedir. Öyle ki, çalışanların kapasitelerinin üzerinde bir performans
bekleyip iş sonuçlarının arzu edilen şekilde olmadığı durumlarda, bu durumdan
çalışanları sorumlu tutmak, hem adaletsizlik algısını güçlendirecek hem de
çalışanların emeklerine saygı duyulmadığı izlenimi bırakacaktır.
İş koşullarının belirli bir çerçeve içerisinde yürütülmemesi
de zamanla örgütsel sinizmi geliştirecektir. İşe giriş – çıkış saatlerinde
belirsizlik olması, maaşların belirtilen sürelerde yatırılmaması ve adil
olmayan ücret politikalarının belirlenmesi, çalışanların çalışma ortamının
verimli bir şekilde çalışmalarına olanak sağlayacak koşullarda olmaması bu
duruma örnek verilebilir.
Diğer bir örgütsel sinizm nedeni ise yöneticiler ile
çalışanlar arasında sağlıklı bir iletişim kurulamamasıdır. Yöneticilerin
çalışanların istek ve şikayetlerini dikkate almaması, niteliklerine uygun iş
bölümü yapmamaları ve mobbing uygulamaları gibi sebeplerle çalışanlar sinik
tutumlar geliştirebileceklerdir.
Belirlenen vizyon ve misyon kararları doğrultusunda
oluşturulan örgüt kültürüne uyulmaması ve bu konuda çalışanlar açısından
tutarsızlıklar olduğunun hissedilmesi, örgütsel sinizmi geliştiren diğer bir
sebep olacaktır. Bu durum çalışanların örgüte karşı aidiyet oluşturamamasına
neden olarak, örgüte olan bağlılıklarını azaltacaktır.
Örgütsel Sinizmin Sonuçları
Örgütlerine sinizm geliştiren çalışanlarda hem zihinsel hem
de fiziksel sağlıklarını etkileyebilecek düzeyde sorunlar açığa
çıkabilmektedir. Depresyon, yoğun stres, öfke ve kırgınlık gibi sorunların yanı
sıra bunlara bağlı olarak kardiyolojik rahatsızlıklarda meydana
gelebilmektedir.
Örgüt açısından ise çalışanlarda işten ayrılma düşüncesinin
artış göstermesi ve üretkenlik karşıtı iş davranışlarının açığa çıkması,
örgütsel sinizmin en istenmeyen sonuçları olmaktadır. Öyle ki, çalışanlar örgüt
içerisindeki kurallara uymaktan vazgeçmeye başlarlar ve örgütün yönetim
süreçlerini kötü bir şekilde etkilerler. İşleri aksatma niyetiyle davranış ve
tutumlar gerçekleştirerek, iş süreçlerini kasıtlı bir şekilde baltalama yoluna
gidebilirler. Hırsızlık yaparak, mülke zarar vererek ve örgüt olanaklarını
kötüye kullanarak, örgütün mali istikrarını oldukça olumsuz bir şekilde
etkileyebilirler. Tüm bunların sayesinde ise iş verimliliğinin düşmesi, örgütün
hedeflerine ulaşabilmekte zorluklar yaşaması ve iş süreçlerinde etkinliğin
sağlanamaması gibi sonuçlar meydana gelebilir.
Örgütsel Sinizmin Önlenmesi İçin Öneriler
Örgüte karşı geliştirilen sinizmin önlenebilmesi adına
örgüte bağlılığı arttıracak uygulamaların gerçekleştirilmesi en önemli çözüm
yollarından birisi olacaktır. Çalışanların aidiyetlerini arttıracak bu
uygulamalar sayesinde örgüte karşı sinik tutumlar oldukça azalacak ve hem
çalışanlar açısından hem de örgüt açısından sorunlar yaratan bu durum
önlenebilecektir. Bunu için çalışanları örgütün bir parçası haline getirecek
olan kapsayıcı ve katılımcı işleyiş sağlanarak çalışanlar tarafından örgüt
kültürünün benimsenmesi hedeflenmelidir. Bu doğrultuda çalışanlar, özgür
bir şekilde fikirlerini ve düşüncelerini yöneticilerine iletebilmeli ve
kendilerinin de karar aşamalarında önemli rol oynamalarına izin verilmelidir.
Böylece çalışanlar iş süreçlerinde aktif bir şekilde bulunarak, kendilerini hem
işin hem de örgütün bir parçası olarak hissetmekte gecikmeyeceklerdir.
Ayrıca örgüte bağlılık, örgütün sunmuş olduğu eğitim ve
gelişim olanakları gibi çalışanların kişisel hedeflerine hizmet edebilecek
uygulamalarla da arttırılabilir. Bu sayede çalışanlar, çalıştıkları örgüte
karşı kişisel çıkarları doğrultusunda bağlılıklarını arttıracaktır.
Örgüt içerisinde tutarlı ve şeffaf bir şekilde yürütülen
iletişim de örgütsel sinizmi önleyici önemli bir çözüm olacaktır. Çalışanların
güven duygularını sağlamlaştıracak olan bu iletişim hali, çalışanların şüphe
duymalarının ve belirsizlikler yaşamalarının önüne geçerek sinik tutumlar
oluşturmalarını önleyecektir.
Çalışanların adalet algılarının olumsuz bir şekilde
etkilenmemesi için ise örgüt içerisinde liyakat önemsenmeli ve objektif bir
şekilde kararlar alınmalıdır. Terfi ve ödül – ceza gibi uygulamaların adaletli
bir şekilde yürütüldüğüne şahit olan çalışanlar, örgütlerine karşı sinik
tutumlar geliştirmeyecek aksine başarılı oldukları takdirde emeklerinin
karşılıklarını alabileceklerine inanacaklardır.
Kaynakça
Bal, T. (2019), Kamu Sektöründe Örgütsel Sinizm ve
Üretkenlik Karşıtı İş Davranışlarının İncelenmesi, Ankara Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi.
Kurnaz K., Kökalan Ö.(2020), Örgütsel Sinizm Algısının,
Üretkenlik Karşıtı İş Davranışları ve İşten Ayrılma Niyeti ile İlişkisi: Bir
Kamu Örneği, 15:1 (41-58)
Hiç yorum yok: