İş Hayatında Sınırlar


Günümüzde sınır kavramı oldukça gündemde olup birçok konuda ele alınmaktadır. Aile dinamikleri, ilişkiler ve benlik oluşturma gibi konularda oldukça önemli olan sınır kavramı, günümüzde bir psikolojik duruş olarak ele alınabilir. Yalnızca istemediklerimize “hayır” demek değil, kendi durumumuzu doğru bir şekilde ifade edebilmek ve benliğimize saygı gösterebilmek de oldukça önemlidir. Sınırlarımızı aldığımız kararlar belirliyor ve sınırlarımız manipülasyona oldukça açık durumdadır. Bu yazımızda kurumsal hayatta sınır çizmenin önemini çok boyutlu olarak ele alacağız.

Sınır Çizmek Kurumsal Hayatta Nerede Başlar?

Çoğunlukla biz çalışanlar olarak sınırlarımızı iş hayatına başladıktan sonra şekillendirebileceğimize, mülakat ve ön görüşmelerde kendi benliğimizi ortaya koyamayacağımıza dair bir inanç sergilemekteyiz. Özellikle bu durum, iş hayatında yeni olan ya da “üst sınıf” olarak tanımladığımız firmalara başvuru yapacağımız zamanlarda gözlemleniyor. Bunun nedenini birçok farklı etmenle açıklayabiliriz ancak öncelikli olarak bu durumun farkına varmalı ve içsel kaynaklarımızı gözden geçirmeliyiz.

Sınırlar, ilişkinin ilk anında kurulması gerekir. Başta verilen tavizlerin ilerleyen süreçte büyüyerek insanı tükenmişliğe sürükleyen bir yapısı vardır. Bu nedenle iş başvurusu yapma kararı aldığımız andan itibaren sınırlarımız net olmalıdır.

Örnek olarak LinkedIn üzerinde gördüğünüz bir iş ilanına, yalnızca firma adına bakarak başvurmamalıyız ki ilerleyen süreç her iki taraf için de verimli olabilsin. Bu noktada kendi ilgi alanlarımızı ve çalışmak istediğimiz alanı bilmek, çalışma koşullarına dair spesifik beklentilerimiz varsa bunlara yönelik aramalar yapmak ve gerekli niteliklerin ne kadarını karşıladığımızı objektif olarak kendimize söyleyebilmemiz gerekir.



Eğer başvurumuz kabul edilir ve mülakat evresine geçersek, firmayı araştırmış olmamız oldukça önemlidir. Bu doğrultuda kurum kültürü ve çalışma tarzlarının bize uyan ve uymayan yönlerini dürüstçe dile getirerek çizdiğimiz bir imajı değil, kendi benliğimizi kabul eden bir firma ile çalışmak verimliliğimizi artıracaktır. Bu sözler genellikle romantik ilişkiler için kurulsa da bütün ilişkilerde altın noktadır: Dürüstlük kazandırır. Buna örnek olarak, o yıl mezun olamayacağı kesin olan bir arkadaşım mezun olacağı vaatleriyle bir firmada stajyer pozisyonunda çalışmaya başladı. Süreç olumlu ve güzel bir şekilde ilerlerken omuzlarında söylediği yalanın yükü bulunuyordu ve bunu işverenine dile getirene kadar gerek verimliliği düştü gerekse günlük hayatında kaygı düzeyi ekstrem boyutlara taşındı. Kendisini doğru bir şekilde tanıtarak sınırlarını yeniden dürüstlük üzerine şekillendirdikten sonra, işvereninin de anlayışlı yaklaşımı sayesinde kurumda daha uzun soluklu çalışma fırsatı buldu.

Başlangıçta Sınırlarımızı Dürüstlükle Belirledik, Peki Süreçte Bu Sınırları Nasıl Koruyabiliriz?

Bu soru birçok bakış açısıyla ele alınabilir. Bir psikoloji öğrencisi olarak elbette öncelikli olarak terapiyi ele almak isterim. Bunun sebebi, günlük hayatımızın ve işimizin stresinin bizi ele geçirdiği noktalarda karar mekanizmamızın zayıflaması ve sınırlarımızı korumakta zorlanmamızdır. Bu noktada düzenli terapi almak, meditasyon yapmak ve hobiler elde etmek oldukça önemlidir. Çünkü sınır ihlalleri duygusal tepkileri tetikleyebilir ve duygusal dengeyi koruyabilmek adına kendimize dair farkındalığımızı artırmamız önem taşır.

Bir diğer önemli nokta da Berfin’in “Hayır Diyememenin Anatomisi: Nezaket Kalkanı” başlığıyla ele aldığı, istemediğimiz bir duruma karşı “kıyabilme” gücüdür. Yazıda da belirtildiği üzere, sözde iyi bir çalışan olmak uğruna kendimizden uzaklaşmamamız gerekir. Bu davranışı sergilerken de sorumluluklarımızın farkında ve bilincinde olmak büyük önem taşır. İş tanımının dışına çıkan herhangi bir durumda ses çıkarmamak, resmi olmadan iş tanımınıza eklenecek ek bir maddeyi ifade eder. Bir kerelik istisnalar bir noktadan sonra sorumluluklara dönüşür.



Bunlara ek olarak, sınır çizme konusunda zorlanıyorsanız kendinize gün sonu ve hafta sonu değerlendirmeleri yapabilirsiniz. Gün içinde biri sizin sınırlarınızı aşmaya çalıştı mı? Kendinizi olduğunuzdan çok farklı bir şekilde tanımlayan oldu mu? Üzerinizde mobbing hissettiniz mi ve bunlara karşı nasıl tepkiler verdiniz? Bunları incelemek, uzun vadede sizin sınır ihlallerini tanımanıza fayda sağlayacak ve eş zamanlı olarak yaşadığınız olumsuz deneyimlerin yeniden şekillendirilmesine destek sunacaktır.

Bu noktada İK çalışanlarına büyük sorumluluk düşmektedir. Çünkü sınırlar yalnızca kişi tarafından çizilmez. Kurum kültürü, en az çalışanların kendi becerileri kadar önemlidir. Bir firmada kişilere ekstra sorumluluk vermek, onları dış görünüşleriyle yargılamak, fikirlerini aşağılamak gibi sınır dışı davranışlar benimsenmişse, çalışan kendi sınırlarını uzun vadede koruyamayacaktır. Kurum kültürü oluşmasında ve işe alım süreçleriyle kültüre uygun eleman seçiminde önemli rol oynayan İK personelleri, bu gibi bir durum ile karşı karşıya kaldıklarında gerekli işlemleri yapmaktan çekinmemelidir.

Özetle, sınır çizmek yalnızca bir şeyi istemediğimizde dile getirmek değil; aynı zamanda benliğimize saygı göstererek kendimizi dürüstçe ifade etmektir. Bu noktada iş başvurusu ve mülakat sürecinde çizilen sınırların, çalışma hayatı boyunca korunabilmesi için çeşitli davranışlar sergilenebilir. İnsan kaynakları personellerinin rolü de kurum içi güvenli ve huzurlu bir atmosferin sağlanmasından geçer.

İş Hayatında Sınırlar İş Hayatında Sınırlar Reviewed by Didem Çorbacı on Ağustos 10, 2025 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.