Endüstri Devrimleri

 


Birinci Sanayi Devrimi


18. yüzyıl İngiltere’sinde İskoç mühendis James Watt, o zamana kadar su pompalamak gibi

temel işlerde kullanılan buhar gücünü geliştirerek ilk defa üretim araçlarında kullandı. James Watt, bir devrim başlattığından belki de bir haberdi ancak bu gelişme, Dünya’yı kökünden değiştiren bir domino etkisinin başlangıç noktası olacaktı…


18 yüzyılın ikinci yarısında buhar gücünün üretim araçlarında kullanılmasıyla beraber Birinci Sanayi Devrimi başlamış ve tarım dâhil birçok sektörde buharlı makineler kullanılmaya başlamıştır. Bu sayede daha çok beden gücü ve el işçiliğine dayanan üretim şekli yerini makinelerini kullanıldığı üretim şekline bırakmıştır. İşgücüne olan ihtiyacın azalması neticesinde üretim maliyetleri azalmış üretim yerleri ise atölyelerden fabrikalara doğru evirilerek üretimin kapasitesini oldukça genişletmiştir. Böylece üretim fazlası meydana gelmiş ve bu durum ticareti oldukça etkin bir hale getirerek yeni pazarları yaratmıştır.



İkinci Sanayi Devrimi


Domino etkisinin ikinci durağı olan ve ‘Teknoloji Devrimi’ olarak da adlandırılan İkinci Sanayi Devrimi, elektrik ve petrolün üretimde kullanılması ile başlamıştır. Özellikle Henry Ford’un elektriği bir enerji kaynağı olarak taşıma bandı sisteminde kullanması bu devrimin en önemli gelişmesi olmuştur. Üretim miktarını hiç görülmemiş bir şekilde arttıran bu gelişme, kitlesel üretimin başlangıç noktası olmuştur. Tıpkı buhar gücü gibi üretime yeni bir ivme kazandıran bu gelişmeler, seri üretimin temellerini atarak, üretimin kapasitesini ve miktarını artırmış, üretim maliyetlerini azaltmaya devam etmiştir.




Üçüncü Sanayi Devrimi


Bilgisayarlar, mikroçipler ve internet… 1960’lardan sonra gerçekleşecek olan Üçüncü Sanayi Devrimi’nin belirgin teknolojileri. Bu teknolojiler üretim süreçlerine entegre edilecek ve diğer bir ismiyle ‘Dijital Devrim’ tüm Dünya’da yavaşça kendini gösterecekti.

Dijital Devrim ile beraber fiziksel emeğin yerini yeni bir işgücü profili olan bilgiye dayalı entelektüel emek almaya başladı. Makineler, beden gücü ve el emeğine dayanan işleri yapabilir hale geldikçe mavi yakaya olan ihtiyaç azalmaya devam etmiş bunun yerine dijital teknolojileri kullanabilen, yeni kurulan iş süreçlerinde etkin rol üstlenebilecek olan beyaz yaka iş gücü talebinde artışlar yaşanmıştır.


Yeni teknolojiler sayesinde üretimde otomasyonlaşmaya gidilmiş ve yapılacak işler, insanlar ile makineler arasında paylaşılmaya başlamıştır. Toplam işin, makineler ve insanlar arasındaki paylaşım yüzdesi de otomasyon düzeyini belirlerken, üretimde insan gücü makinelere göre daha yoğunsa yarı otomasyon, makineler daha yoğunsa tam otomasyon olarak nitelendirilmiştir.


Bu dönemin en önemli gelişmelerinden bir tanesi de küreselleşme olgusunun başlaması olmuştur. Özellikle internet ve bilgisayar sayesinde uzaktan çalışma ve esnek üretim modelleri ortaya çıkmış ve bu teknolojilerin Dünya geneline yayılmasıyla küresel pazar ekonomisi oldukça gelişmiştir.





Dördüncü Sanayi Devrimi


Dördüncü Sanayi Devrimi ise 21. yüzyılın henüz başlarında çok önemli bir sosyoekonomik gelişme olarak karşımıza çıkıyor. Öyle ki, bu zamana kadar gerçekleşen tüm endüstri devrimlerinin doğurmuş olduğu yeniliklerin en belirgin kümülatif çıktısına sahip olan bu devrim, bütün üretim bileşenlerinin bir arada yürütülebilmesine neden olmuştur.


Kendi kendine öğrenme algoritmasına sahip akıllı makineler, fiziksel bir mekanizmanın bilgisayar tabanlı algoritmalar tarafından kontrol edildiği veya izlenebildiği siber fiziksel sistemler, günlük hayatta kullanılan nesnelerin, internet sayesinde diğer nesneler ile veri alışverişi yapabilmesini ve bu nesnelerin birbirleriyle tam olarak senkronizasyon halinde olabilmelerini sağlayan nesnelerin interneti, herhangi bir operatöre ihtiyaç duymadan otomatik olarak çalışan karanlık fabrikalar, yapay zeka ve tam dijitalleşme…

Her birisi bu devrimin önemli aktörleri olmaktadır.




Beşinci Sanayi Devrimi


Birinci Sanayi Devrimi’nden bu yana geliştirilen birçok yeni teknoloji, işlerin yapılışını ve bu doğrultuda işgücünden beklentileri sürekli olarak değiştirmiştir.  Tüm bu dinamizmin temel motivasyonu ise esasında üretim maliyetlerini düşürebilmek, iş verimliliğini arttırabilmek, daha çok üretebilmek ve küresel pazarda rekabet edebilir hale gelebilmek olmuştur. Bu doğrultuda, teknolojik gelişmelerin emeği ile var olan işgücüne olan olumsuz yansımaları göz ardı edilmiş, üretimde kullanılan enerji kaynaklarının ekolojik dengeye vermiş olduğu tahribatlar dikkate alınmamıştır.



Ancak günümüzde yeni bir sanayi devriminin eşiğine gelinmiş olup üretimde ilk defa ekoloji ve insan odaklı perspektif gündeme gelebilmiştir. Beşinci Sanayi Devrimi, sürdürülebilir bir üretim modelini benimsiyor ve kaynakların daha verimli bir şekilde  kullanılmasını amaçlayarak ‘Yeşil Üretim’ hedefine ulaşmaya çalışıyor. İnsan odaklı üretim perspektifi sayesinde üretimde işgücünün dışlanmasının önüne geçerek makineler ve insanların iş birliği içerisinde çalışabilmesini hedefliyor. Bu sayede de üretimde çalışan insan sayısını koruyabilmeyi amaçlıyor. Böylece sadece teknoloji ve üretim odaklı üretimi değil toplumsal refahı gözeten bir üretim anlayışını benimsiyor.




Endüstri Devrimleri Endüstri Devrimleri Reviewed by Turan Sarıin on Temmuz 24, 2025 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.