Psikolojik İyi Oluşun İş Hayatına Etkisi

Bu yazımızda psikolojik iyi oluş kavramını ve iş hayatı üzerindeki etkilerini ele alacağız. Bu noktada, psikolojik iyi oluş kavramını iyice anlamak ve günlük hayat üzerindeki etkilerini incelemeyi değerli buluyorum. Çünkü yaşamımızın büyük çoğunluğu işte geçmektedir.

Psikolojik iyi oluş, kişinin yalnızca hayati faaliyetlerini olağan bir performansla gerçekleştirmenin ötesinde, hayatından keyif alabilmesini, kendini geliştirebilmesini ve bu doğrultuda hayattan haz alabilmesini kapsayan bir tanımdır. İş dünyası açısından bu, çalışanların yalnızca görevlerini tamamlaması değil, iş ortamından doyum sağlayarak motivasyonunu ve üretkenliğini sürdürebilmesi anlamına gelir. Herkes için iyi oluş kaynağı başka olabilir. Bu kaynaklar motivasyonda olduğu gibi, içsel ya da dışsal kaynaklar olabilir. Bu iki kaynağı, kişinin kendini gerçekleştirmeye yönelik koyduğu hedefler ya da dışarıdan aldığı geri dönüşlerle şekillenen duygular olarak düşünebiliriz. Kişinin kendi kendisine sağladığı iyi oluş kaynakları daha uzun vadeli ve istikrar gösteren güvenilir kaynaklarken, dışsal kaynaklar aksine tükenmeye ve tolerans geliştirmeye yatkındır. Bu perspektiften bakıldığında, İK uygulamaları açısından çalışanların yalnızca ödül veya takdir gibi dışsal faktörlerle değil, aynı zamanda gelişim fırsatları, anlamlı iş deneyimleri ve kişisel hedeflerine katkı sunan görevlerle de desteklenmesi gerekir. Bu yaklaşım uzun vadeli verimlilik sağlar.

Bu durumu iş hayatından örneklendirmemiz gerekirse, iyi oluşu “başarılı” bir iş çıkarmak olarak ele alabiliriz. Başarılı bir iş çıkarmanın kişisel tatmin üzerindeki etkisini ele aldığımızda, patronunuzdan alacağınız iltifat ve promosyon dışsal kaynak olurken, başarmış olmanın size vereceği haz içsel bir kaynaktır. Dışsal bir kaynağınız varsa, patronunuzun her zaman başarınızı görememesi veyahut ödüllendirmemesi uzun vadede sizin iyi bir iş çıkarma ihtimalinizi düşürür. Bunun aksine içsel motivasyona sahip biri, patronunun davranışlarını büyük bir etken olarak görmez ve kendini gerçekleştirmek için çalışmaya devam ederek iyi işler çıkarmayı sürdürür. Bu bağlamda, İK departmanlarının çalışanların içsel motivasyonunu destekleyecek öğrenme, gelişim ve özerklik alanları yaratması kurumsal başarıyı artıracaktır.

Burada ifade etmek istediğim konuyu özetlemem gerekirse, başarılı olmamız hem kendimiz hem de çevremiz tarafından şekillendirilebiliyor. Aynı şekilde iyi oluşumuz da bu gibi etmenlerden etkilenebiliyor.

Peki Nedir Bu İyi Oluş?

İyi oluş, yazımızın başında da belirttiğimiz üzere, hayattan haz alabilme halidir. Bu haz olumlu duygular olabileceği gibi, başarı, kendini gerçekleştirme ve hayata dair kontrol hissinden de kaynaklanabilir. İyi oluş halindeki bir bireyin davranışları ve bilişsel süreçlerini anlamak oldukça önemlidir. Bu davranışlara örnek olarak:
  • Rutinleri başarı ile sürdürebilme: Genellikle depresyondaki bireyler duş almak, yataktan kalkmak gibi rutinleri gerçekleştirmekte zorluk çeker. İyi oluş halindeki bir kişi bu eylemleri gerçekleştirirken sıkılmaz, zorlanmaz. İş ortamında ise bu, düzenli ve sürdürülebilir bir performansın göstergesi olarak değerlendirilir. 
  • Sakinliği koruyabilme: Depresif, anksiyete sahibi ve travmatize olmuş kişilerde öfke, sıklıkla karşılaşılan bir davranış biçimidir. Bir kişinin kriz anlarında sakinliğini koruyabilmesi, zihinsel olarak iyi durumda olduğunun göstergesi olabilir. Bu, kurum içi kriz yönetiminde ve ekip uyumunda oldukça kritik bir yetkinliktir. 
  • Gerçekleştirebileceği sorumluluğu üstlenme: Psikolojik sorunlar yaşayan çoğu kişide sınırlarını koruma yeteneği genellikle zedelenmiştir. Kişinin sınırlarını koruması ve üstleneceği yükün ona ağır gelip gelmeyeceğini objektif şekilde değerlendirmesi, sağlıklı bir ruh halini gösterir. İşveren açısından ise doğru görev dağılımı ve sürdürülebilir iş yükü yönetimi için önemli bir davranış göstergesidir. 
  • Olumlu ilişkiler kurma: Güvene dayalı, destekleyici bir tutum sergileyerek sağlıklı ilişkiler kurmak iyi oluşun bir sonucudur. Kurum kültüründe ekip uyumu ve iş birliğini destekleyen temel özelliklerden biridir. 
  • Olumlu duygu gösterme: İyi oluş halindeki kişiler daha güleç olurlar ve küçük şeylerden daha çok keyif alarak mizahi bir tavır sergilerler. Pozitif duygular, iş ortamında motivasyonu ve aidiyet duygusunu güçlendirir. 
  • Dayanıklılık: Zorlu durumlar karşısında daha dayanıklı olarak kriz anlarına uyum sağlayıp çözüm bulmada daha başarılı olurlar. Kurumların değişim ve dönüşüm süreçlerinde, bu yetkinlik stratejik bir avantaj sağlar. 
  • Öz farkındalık: İyi oluş öz farkındalığı beraberinde getirerek, kişilerin kendi duygularını ve ihtiyaçlarını tanıyarak buna göre hayatlarını şekillendirmelerini sağlar. Çalışanların güçlü ve gelişime açık yönlerini fark ederek kariyer planlaması yapabilmesi de buradan beslenir. 
  • Amaç ve anlam arayışı: Hayatta anlam arayışında bulunan bu kişiler, kendilerine uygun hedefler belirleyip bu hedefler uğruna çalışmaktan çekinmezler. Kurum vizyonu ile bireysel hedeflerin uyumu, uzun vadeli çalışan bağlılığının anahtarıdır. 
  • Yardımseverlik: Kendi farkındalığına sahip olan bu kişiler, etrafına dair farkındalığa da sahiptir. Bu da onları çevresindeki kişilere katkıda bulunmaya teşvik eder. İş ortamında bu, ekip dayanışmasını güçlendiren bir faktördür. 
  • Stres yönetimi: İyi oluş halindeki kişiler, yukarıda bahsettiğimiz diğer birçok özelliğin de katkısı ile kriz anlarında nasıl davranması gerektiğini bilirler. Sakinliğini koruyarak problem çözmede başarı gösterirler. Bu, işverenlerin yüksek stresli dönemlerde bile operasyonel istikrarı sürdürebilmesini kolaylaştırır. 
Tüm bu özellikleri saymamdaki en büyük etken, aslında bir çalışanı işe alırken değerlendirdiğimiz birçok kişisel ve davranışsal özelliğin psikolojik iyi oluşla ilişkili olduğunu fark etmemdi. İş yerinde rutinlerini koruyabilecek, düzenli, kendinin ve çevresinin farkında, olumlu duygular gösteren ve sağlıklı ilişkiler kurabilen bir çalışan değerlidir. Bir amaç uğruna çalışan ve o amaca giden yolda sorunlar çıktığında bunların altından kalkabilen bir çalışan, hele bir de teknik yeterliğe sahipse, biz insan kaynakları personelleri olarak daha ne istenebilir ki?

Büyük çoğunlukla iyi oluşa değindiğim bu yazımı özetlemem gerekirse, iyi oluş bize istikrarı ve büyük oranda başarıyı getiren davranışları beraberinde getirir. Bundan dolayı çalışanların iyi oluş halini desteklemek ve geliştirmek, işverenler ve İK personeli için büyük önem taşımaktadır.
Psikolojik İyi Oluşun İş Hayatına Etkisi Psikolojik İyi Oluşun İş Hayatına Etkisi Reviewed by Didem Çorbacı on Eylül 14, 2025 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.