Erteleme Bağımlılığı ve İK'daki Yansımaları

 

 

İş dünyası, sürekli artan taleplerin, sıkı terminlerin ve dinamik bir çalışma ortamının olduğu bir yerdir. Bu yoğun tempo içinde, erteleme (prokrastinasyon), bireysel bir alışkanlıktan öte, kurumları da etkileyen ciddi bir sorun haline gelebilir. Özellikle İnsan Kaynakları (İK) perspektifinden bakıldığında, çalışanların erteleme davranışları, sadece kişisel verimsizliklere değil, aynı zamanda ekip içi uyumsuzluklara, projelerin aksamasına ve genel kurumsal hedeflerin tehlikeye girmesine yol açabilir. Peki, erteleme bağımlılığı nedir ve İK bu sorunla nasıl mücadele edebilir?

Erteleme Bağımlılığı Nedir?

Erteleme, bir görevi daha sonra yapmak üzere bilinçli olarak geciktirme eylemi olarak tanımlanabilir. Bu, herkesin zaman zaman yaptığı doğal bir davranıştır. Ancak bu geciktirme davranışı, sürekli hale gelip kişinin profesyonel ve kişisel hayatını olumsuz etkilemeye başladığında, erteleme bağımlılığı olarak adlandırılan daha derin bir soruna işaret eder. Bu bağımlılığın temelinde, genellikle görevin kendisinden veya sonuçlarından duyulan kaygı, stres ve korku yatar. 

 

 

Erteleme Bağımlılığının İK'daki Yansımaları

Erteleme, bir çalışanın verimliliğini düşürmekten çok daha fazlasına neden olabilmektedir. Bu davranışın kurumsal alandaki yansımaları oldukça geniştir:

  • Verimsizlik ve Proje Gecikmeleri: En belirgin etki, işlerin zamanında tamamlanamamasıdır. Bir çalışan görevi ertelerse, o işin tamamlanması için ayrılan zaman daralır, bu da daha hızlı ve genellikle daha kalitesiz bir çalışmayla sonuçlanır. Bu durum, özellikle bir projenin parçası olan işlerde zincirleme bir etki yaratarak tüm ekibin performansını olumsuz etkileyebilir.
  • Artan Stres ve Tükenmişlik: Erteleyen çalışanlar, son dakikada iş yetiştirme baskısıyla karşı karşıya kalırlar. Bu durum, sürekli bir stres kaynağı haline gelir ve sonunda tükenmişliğe (burnout) yol açabilir. Bu döngü, çalışanın motivasyonunu ve iş tatminini ciddi şekilde düşürür.
  • Ekip Dinamiklerinin Bozulması: Bir ekip üyesinin işini sürekli ertelemesi, diğer ekip üyelerinin ekstra yük almasına neden olabilir. Bu durum, ekip içinde güven sorunları, hayal kırıklığı ve çatışmalara yol açar. Diğer çalışanlar, iş yükünün adil dağılmadığını düşünebilir ve bu da ekip ruhunu zedeleyebilir.
  • Kalite Kontrol Sorunları: Son dakikada yapılan işler, genellikle yüzeysel ve hatalı olur. Bu durum, şirketin sunduğu hizmet veya ürünün kalitesini düşürebilir ve uzun vadede müşteri memnuniyetsizliğine yol açabilir.

 

 

Erteleme Bağımlılığının Arkasındaki Temel Nedenler

Ertelemenin üstesinden gelmek için öncelikle nedenlerini anlamak gerekir. Bir çalışanın erteleme eğilimi, genellikle şu nedenlerden birine veya birkaçına dayanır:

  • Korku ve Kaygı: Başarısız olma, eleştirilme veya yetersiz kalma korkusu, ertelemenin en yaygın nedenlerindendir. Çalışan, görevi tamamlayamazsa yaşayacağı olumsuz duygulardan kaçınmak için o görevi hiç yapmamayı tercih edebilir.
  • İlgi Kaybı ve Anlam Boşluğu: Görevin sıkıcı, anlamsız veya kişisel gelişimine katkı sağlamayacağını düşünen bir çalışan, o işi doğal olarak erteleyebilir. Anlamlı bir amaç hissi, motivasyonun en önemli tetikleyicisidir.
  • Kötü Zaman Yönetimi Becerileri: Çalışan, işleri nasıl planlayacağını, önceliklendireceğini veya büyük bir görevi küçük parçalara ayıracağını bilmeyebilir. Yaşanan durum, iş yükünün gözünde büyümesine ve bunaltıcı hale gelmesine neden olabilmektedir.

 

 

İK'nın Rolü ve Çözüm Yolları

İK, erteleme bağımlılığının sadece bir disiplin sorunu olmadığını, altında yatan psikolojik ve yönetimsel nedenleri anlaması gereken stratejik bir partnerdir. Bu sorunu çözmek için İK'nın atabileceği adımlar şunlardır:

  1. Farkındalık ve Eğitim Programları: İK, çalışanlara ertelemenin ne olduğunu, altında yatan psikolojik dinamikleri ve bununla nasıl başa çıkılacağını anlatan eğitimler düzenleyebilir.
  2. Psikolojik Destek ve Koçluk: Erteleme, genellikle kaygı ve mükemmeliyetçilik gibi sorunlarla ilişkilidir. İK, çalışanlara profesyonel psikolojik destek veya performans koçluğu hizmetleri sunarak bu temel sorunlarla yüzleşmelerine yardımcı olabilir. 
  3. Net ve Bölünmüş Görev Tanımları: Yöneticilerle iş birliği içinde, büyük ve karmaşık görevleri daha küçük, yönetilebilir parçalara ayırarak çalışanların üzerindeki baskıyı azaltmak önemlidir. Net hedefler ve ara terminler belirlemek, çalışanların ne yapması gerektiğini daha iyi anlamalarına yardımcı olur ve erteleme riskini azaltır.
  4. Esnek ve Destekleyici Bir Kültür Yaratmak: Çalışanların hata yapmaktan korkmadığı, şeffaf ve güvenilir bir çalışma ortamı yaratmak, mükemmeliyetçilik kaynaklı erteleme sorunlarını çözmede kritik rol oynar. İK, yöneticileri, çalışanlara yapıcı geri bildirim vermeleri ve onlara duydukları güveni göstermeleri konusunda teşvik etmelidir.
  5. Örnek Olmak ve Liderliği Teşvik Etmek: Yöneticilerin ve üst düzey liderlerin kendi zaman yönetimi ve iş alışkanlıkları konusunda örnek olması, erteleme karşıtı bir kültürün oluşmasına katkı sağlar. İK, liderlik gelişim programları aracılığıyla yöneticilere erteleme davranışını tanıma ve yönetme becerilerini kazandırabilmektedir.

Erteleme bağımlılığı, modern iş hayatının göz ardı edilmemesi gereken karmaşık bir sorunudur. İK, bu sorunu sadece bir performans meselesi olarak değil, aynı zamanda çalışan sağlığı, motivasyonu ve kültürel bir uyum sorunu olarak ele alarak, proaktif ve destekleyici çözümler geliştirmelidir. Bu yaklaşımla, sadece bireysel verimlilik artışı değil, aynı zamanda daha sağlıklı, üretken ve mutlu bir işyeri ekosistemi inşa edilebilir.

 

Erteleme Bağımlılığı ve İK'daki Yansımaları Erteleme Bağımlılığı ve İK'daki Yansımaları Reviewed by Gaye Erkan on Eylül 21, 2025 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.