Merhaba İK profesyonelleri ve bu alana gönül verenler, Bloguma hoş geldiniz!
Bugün, son yıllarda İK dünyasının en popüler ve belki
de en stratejik kavramlarından birini mercek altına alacağız: “Çalışan
Deneyimi (Employee Experience - EX)”.
Eğer aklınızdaki "çalışan deneyimi" tanımı,
ofise bir langırt masası koymak, pikniğe götürmek veya Cuma günleri bedava
kahve dağıtmaktan ibaretse, kemerlerinizi bağlayın. Çünkü bu kavram, bundan çok
daha fazlası.
Artık Kurallar Değişti: "Neden Sen
Değil, Neden Biz?" Sorusu
Bir zamanlar iş arayanlar için en önemli kriter maaş
ve yan haklardı. Elbette bunlar hala önemli, ancak artık tek başına yeterli
değil. Özellikle yeni neslin iş gücüne katılmasıyla birlikte, yetenekler
şirketlere şu soruyu soruyor: "Neden senin için çalışmalıyım? Bana ne
katacaksın? Burada kendimi nasıl hissedeceğim?" İşte bu soruların cevabı,
kusursuzca tasarlanmış bir çalışan deneyimi stratejisinde gizli.
Peki, nedir bu çalışan deneyimi? En basit tanımıyla,
bir çalışanın şirketinizle etkileşime geçtiği ilk andan (iş ilanıyla
karşılaşmasından) şirketten ayrıldığı son ana (ve hatta sonrasına) kadar
yaşadığı tüm etkileşimlerin, algıların ve duyguların toplamıdır.
Bu, sadece İK'nın sorumluluğunda olan bir şey değil;
liderlerden, yöneticilerden ve teknoloji altyapısından beslenen bütünsel bir
yolculuktur.
Çalışan Deneyimi Sadece
"Mutluluk" Değildir
Sık yapılan bir hata, çalışan deneyimini anlık "mutluluk" anlarıyla karıştırmaktır. Oysa deneyim, çok daha derin ve üç ana bileşenden oluşur:
- Teknolojik
Deneyim: Çalışanların işlerini yapmak için
kullandıkları araçlar ne kadar kullanıcı dostu? Bir izin talebi girmek
için yedi farklı ekrandan geçmek zorunda mı kalıyorlar? Bilgiye kolayca
ulaşabiliyorlar mı? Hantal ve karmaşık sistemler, motivasyonu ve
verimliliği doğrudan baltalar.
- Fiziksel Deneyim: Ofis ortamı (eğer varsa) iş
birliğine ve konsantrasyona uygun mu? Ergonomik mi? Peki ya hibrit veya
uzaktan çalışanlar? Onların evdeki çalışma ortamlarını ne kadar
destekliyoruz? Ekipman desteğine ne kadar hassasız? Fiziksel mekan, şirketin kültürünü ve
çalışanına verdiği değeri yansıtan somut bir aynadır.
- Kültürel Deneyim: Bu, denklemin en önemli ve en soyut
parçasıdır. Çalışanlar liderlerine güveniyor mu? Psikolojik olarak
kendilerini ne kadar güvende hissediyorlar? Geri bildirim kültürü var mı,
yoksa hatalar cezalandırılıyor mu? Takdir edildiklerini hissediyorlar mı?
Şirketin değerleri sadece duvarda asılı bir yazı mı, yoksa günlük
kararlarda yaşıyor mu? İşte bu kültür, bir çalışanın şirkete olan
bağlılığının temelini oluşturur.
Peki Nereden Başlamalı?
Pozitif bir çalışan deneyimi inşa etmek, bir gecede
olacak bir proje değildir; bu, sürekli devam eden bir yolculuktur. Ancak
başlamak için birkaç somut adım atılabilir:
- Dinleyin:
İşe alım, işe başlangıç (onboarding) ve işten çıkış mülakatlarından
düzenli anketlere kadar çalışanlarınızı aktif olarak dinleyin. Onların
"acı noktaları" nerede? Süreçlerin neresinde zorlanıyorlar?
Önerileri neler?
- Yolculuk
Haritası Çıkarın: Bir çalışanın şirketinizdeki
tipik bir gününü, haftasını, yılını düşünün. Hangi anlar kritik? Hangi
anlarda onları daha fazla destekleyebilirsiniz?
- Yöneticileri Eğitin: Yöneticiler, çalışan deneyiminin en önemli mimarlarıdır. Onlara koçluk, geri bildirim ve empati konularında yatırım yapmak, doğrudan kelebek etkisi ile yukarıdan aşağı tüm ekibe yansıyacaktır.
Sonuç olarak; artık yetenekleri çekmek ve elde tutmak,
sadece rekabetçi bir maaş teklifi sunmakla mümkün değil. Çalışanlar, anlamlı
bir iş, gelişim fırsatları ve kendilerini değerli hissettikleri bir kültür
arıyor. Onlara bu yolculuğu sunabilen şirketler, sadece en iyi yetenekleri
çekmekle kalmayacak, aynı zamanda daha yenilikçi, daha verimli ve daha sadık
bir iş gücü yaratarak geleceğin kazananları olacaklar. En büyük sermayenin
insan kaynağı olduğunu tekrar hatırlar isek; “sürdürülebilir kurum başarısı
için insanı odağımızda tutmak, güvenli bir yolculuk için emniyet kemeri
niteliğindedir.
Peki, sizin şirketiniz bu yolculuğun neresinde?
Yorumlarda düşüncelerinizi paylaşmaya ne dersiniz?
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.
Gülşen Bayram Gürbüz
İK Profesyoneli/Koç/Danışman/Mentor
Hiç yorum yok: