"Bu yazımda sizlere klasisiszm ve realizm akımlarından bahsedip insan kaynaklarında bu akımların etkşsine değinmek istiyorum. Gelin öncelikle bu akımlardan bahsedelim."
Klasisizm : Temelde insanda sağduyu ve akıl olan ideal insan tiplemesini savunur.
Peki Sağduyulu İdeal İnsan Nedir?
Sorumluluk alan, erdemli, ahlak sahibi, ölçülü ve dengeli bir insan tiplemesidir.
Peki, Bunun İnsan Kaynakları İle Ne Alakası Var?
İnsan kaynakları, bilindiği üzere akıl ve sağduyuyu öngörür. Alacağı karar ve düzenlemelerde şirket içinde dengeli, düzenli, sağduyulu, erdemli ve liyakat sahibi çalışanların bulunması; 17. yüzyıl Fransası'nın insan kaynaklarına aşikâr gölgesi denilebilir. Zaten çoğu şeyi Fransa'dan almadık mı? Bağımsızlık ve millî düşünce fikri bile… Her neyse işte, Fransa'nın ön ayak olduğu bu akım, günümüzde ideal insan tiplemesine iş ortamında duyulan ihtiyacın bir göstergesidir.
Kamu Kurumları
Kuralcılık ve düzen ön planda
Liyakat ve disiplin esas
Bankacılık ve Finans Sektörü
Akılcı ve veriye dayalı karar alma
Güvenilirlik, ölçülülük ve profesyonellik
Hukuk Meslekleri (Hakim, Avukat, Savcı)
Evrensel doğrulara bağlılık
Nesnel, dengeli ve etik davranış
Askeriye ve Güvenlik Güçleri
Disiplin, sistem, itaat
Sorumluluk ve erdemli duruş
Kurumsal Şirketlerde İnsan Kaynakları Departmanları
Standart işe alım ve değerlendirme süreçleri
Sağduyu, ölçülülük ve yapı odaklı yaklaşım
Tabii, bu kavramların birbirleri üzerinde nihayetinde somut ilişkileri olsa da; klasisizm, insan kaynaklarının sadece yardımcı bir dalı olabilir. Bu kutsal atfedilen ve gerçekten değerli sayılan meslek için bir Fransız kavramı, bir yerden sonra yetersiz kalacaktır fikrimce. Belki bir gün biz, insan kaynakları olarak kendi ekollerimizi oluştururuz, kim bilir.
Realizm: Gerçekçilik ve akılcılık temalı bir diğer konumuzu da açıklayalım artık. Bu kavram endüstriyel gelişmeler sonra insan sınıfları oluşmasına ve duygu perspektifini bilime ve akılla ,mantığa dayandırmıştır.
Peki nedir bu akılcı realist fikirler? İnsan neden realist olmalı?
Çünkü polyannacılık oynamaya gerek yok. Bu iş dünyasında ve insan kaynaklarına rafine haline bakalım: Hiçbir stajyer, ilk baştan duygulara kapılıp da "Ben CEO ya da üst düzey yönetim kurulunda olacağım" diyemez. Herkes güler, "Gülme, sen de gülersin" dersin. "Nasıl iş canım?" vs. diye haklısın, akılcı değil dersin. İşte o dediğin yerde realizmin insan kaynaklarına etkisi devreye giriyor. Herkes çalıştığı yetenek, eğitim ve mesaisine göre yükselir. Kimse "Duygularım daha iyiyi istiyor" diye kariyerinde basamak atlamaz, öyle değil mi? Öyle ise realizm de demek ki insan kaynaklarında somut ilişkiler içinde yine bir insan kaynakları etmenidir, ama sadece yan destek.
Peki insan kaynakları işe alımda gerçekten tamamen realist olabilir mi düşündük mü? Eğer işinde çok iyi ve seven bir İK'cı ise; oğlu, kocası, karısı gelse bile realist olup işe alınmaya değer kişileri alacaktır. Eğer İK realist alımlar yaparsa, bir iki ay sonra şirket içinde "polyanalar" türemez ve şirket kalitesi bu orantıda artar.
Gerçekçi Değerlendirme : Çalışanın yetenek, eğitim ve performansına objektif bakış.
Duygusal Kararların Sınırlandırılması : Kariyer ilerlemesinde duygular değil somut başarılar esas alınır.
Adil ve Şeffaf İşe Alım Süreçleri : İK kararları liyakat ve uygunluk kriterlerine göre verilir.
Çalışanların Çevresel ve Sosyal Koşullarını Anlama : Bireyin iş performansına etki eden faktörlerin göz önünde bulundurulması.
Performans ve Yetkinlik Bazlı Terfi ve Ödüllendirme : Kariyer basamakları gerçekçi kriterlere dayanır.
Sorunların Nesnel Analizi ve Çözümü: İş yeri sorunlarına bilimsel ve tarafsız yaklaşım.
Motivasyonun Bilinçli Yönetimi: Gerçekçi hedefler ve beklentilerle çalışan bağlılığı sağlanması.
Keşke fotoğrafta gördüğümüz gibi günümüz iş dünyası da bir saman bir ottan ibaret olsa. Ama iş dünyası arttıkça, bu kavramlar ve ekoller arasındaki bağlantı güçlenecektir. Bu yüzden insan kaynaklarının ilişkisi olmayan durum yoktur. Bizlere büyük yük ve sorumluluklar düşmektedir. Bu İK'cıların değerinin unutulmaması gerekir. Yukarıda dediğimi tekrarlıyorum: Tüm insan kaynakları, gelecekte kendi ekollerini oluşturacaktır.
Size klasisizm ve realizmin somut ve toplumsal iş süreçlerindeki etkilerine, bu ekollerdeki durumların insan kaynaklarının işe alımına olan etkilerine, sebeplerine ve sonuçlarına değinmeye çalıştım. Bir başka yazıda görüşmek üzere; insan kaynaklarının kıymetini bilelim. Unutmayın, klasisizm gibi sağduyulu, realizm gibi akılcı olmayan insanları alsaydık iş dünyası çökerdi. Yani insan kaynaklarına borçluyuz demektir.
Hiç yorum yok: