Medya Üzerinden İnsan Kaynakları



Biraz Da Medya Üzerinden İnsan Kaynakları Diyelim …


Hayatın bize neler getireceğini bilemiyoruz. İş hayatından tutun özel hayatımıza kadar hak ve özgürlüklerimizin kısıtlanabildiği bir ortamda insan kaynakları özellikle iş hayatından yardımımıza koşuyor. Medya sektöründen bahsedecek olursak çalışana verilen maaşlar , haklar hiç iç acıcı durumdan değil. Bu yönden insan kaynakları departmanlarının işçi ve çalışana yönelik tutum davranışları oldukça önem arz ediyor.

İnsan kaynakları yapı bakımından müşteri veya misafire yönelik değil çalışana yardımcı olmakla mükellef bir departmandır. Böylelikle çalışan ve  kurum alanındaki bağlantıyı sağlayan insan kaynakları, bu duruma yönelik çalışmalar yapmaktan kaçınmamalıdır.


Medya Üzerinden İnsan Kaynaklarının Önemi

Gazete ve televizyon kurumlarına iş başvurusu yapılırken kurumların insan kaynakları departmanında çalışan kişiler bir anlamda o kurumu temsil etmektedir. Çalışan ve kurum arasında uyum ne kadar hızlı ve sağlıklı şekilde sağlanırsa yapılacak iş o kadar kalıcı ve sağlam olacaktır. Bana göre kurumun yapısını belirleyen ve açığa çıkaran kısım olan insan kaynakları , patronun da yapısını ve bakış açısını belirlemektedir. En iyi patron ,en iyi ekibi kurandır. Ekip çalışanları ne kadar nitelikli olursa kurumda o kadar etkili olacaktır.

Kurum Yapısına Kısmi Zarar

Bir muhabir düşünelim... Genç, idealist, heyecan dolu. Sabah erkenden çıkıyor evinden, gün boyu haber peşinde sokak sokak dolaşıyor. Akşam olduğunda işi bitmiyor; bu kez bilgisayar başında sabahlara kadar haberini yetiştirme telaşı başlıyor. Ancak ay sonu geldiğinde eline geçen maaş, ne yazık ki geçimini sağlamak bir yana, zar zor temel ihtiyaçlarını karşılıyor. Yorulduğu, psikolojik olarak tükendiğini hissettiği bir anda, çareyi insan kaynaklarına başvurmakta buluyor. Fakat aldığı yanıt son derece tanıdık: “Yapabileceğimiz bir şey yok. Bu durum, sadece bir kişinin hikâyesi değil. Ülkemizde pek çok gazetecinin karşılaştığı gerçek bu. Oysa ki bu meslek, sadece fiziksel değil, ruhsal olarak da yıpratıyor insanı. Bu noktada insan kaynaklarının devreye girip çalışanı yalnız bırakmaması gerek. Psikolojik destek sunulabilir, esnek çalışma imkanları tanınabilir ya da performansa göre ekstra katkılar sağlanabilir. Elbette tüm yük insan kaynaklarının omzunda değil. Ancak hiçbir çözüm üretmeyen, en küçük bir destek çabasına bile girmeyen yöneticilerin ve ilgili birimlerin, çalışana değil sadece kuruma da zarar verdiğini görmek gerekiyor.



Aklın Yolu Bir


Gerçekçi ve günümüz şartları için bakacak olursak bu durumun işleyiş tarzı normal gibi gözüküyor. Ama toplumun yapı taşını oluşturan etmenler kendi haklarından yararlanmalı, hak ve özgürlüklerinin ne yönde olduğunu bilmelidir. Avrupa Birliği üyesi devletlerin vatandaşlarına , çalışanlarına veya özel sektöre sunmuş olduğu destek ile günümüz Türkiye’sinin sunmuş olduğu destek ve olanaklar pek tabi ki aynı değildir. Bu demek değildir ki toplum olarak farklı bir yapıda olduğumuz için işleyiş böyle demek. Asla kabul edilmemelidir. İşyeri sahipleri insan kaynakları departmanına ne kadar geniş yetki verirse o kadar zengin iş imkanı yaratılır. Aklın yolu birdir dememin sebebi bundan ibaret.Batı yönünde adım atılırsa ancak o zaman işçi haklarının ve iş yeri çıkarlarının tam anlamıyla karşıladığı bir ortam yaratılcaktır.


Ne Yapmalı?

Peki insan kaynakları bu noktada nasıl gelişebilir? Öncelikle mevcut anlayışın değişmesi şart. Çalışan sadece işe gelip giden biri değil; duyguları, ihtiyaçları, hayalleri olan bir birey. İnsan kaynakları departmanları artık evrak takibinden çıkıp, çalışanların yaşam kalitesine dokunan bir yapıya evrilmelidir. İletişim en büyük anahtar. Çalışanla sadece sorun yaşandığında değil, düzenli olarak temas kuran bir sistem kurulmalı. Geri bildirim kültürü yaygınlaştırılmalı; ama bu sadece yönetimin çalışana not verdiği bir sistem değil, çalışanın da yönetime, kuruma dair fikirlerini paylaşabildiği çift yönlü bir yapı olmalıdır. Ayrıca gazetecilik gibi stresin, belirsizliğin ve yoğun temponun hâkim olduğu mesleklerde özel destek programları oluşturulmalı. Örneğin, ruh sağlığı konusunda erişilebilir psikolojik danışmanlık, düzenli motivasyon atölyeleri, çalışma saatlerinde esneklik ya da sahada görev alan muhabirler için küçük ama anlamlı destek paketleri... Bunlar sadece çalışanı mutlu etmez, kuruma olan bağlılığı da artırır. Kısacası insan kaynakları bir zorunluluk değil, kurumun kalbi gibi görülmeli. Bu anlayış gelişmediği sürece sadece gazeteciler değil, tüm çalışanlar sessizce tükenmeye devam edecek.


Medya Üzerinden İnsan Kaynakları Medya Üzerinden İnsan Kaynakları Reviewed by Eren Özbek on Haziran 28, 2025 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.