Geleneksel kariyer anlayışı, uzun yıllar boyunca tek bir işverene bağlılık, belirli bir unvan hiyerarşisi ve öngörülebilir bir terfi süreci üzerine inşa edilmiştir. Ancak 21. yüzyılın işgücü piyasasında bu anlayış köklü bir değişim geçirmektedir. Dijitalleşme, küreselleşme, esnek çalışma talepleri ve pandemi sonrası iş dinamikleri, kariyerin “tek çizgisel bir yol” olmaktan çıkıp çok yönlü ve esnek bir yapıya kavuşmasına yol açmıştır. Bu dönüşümün merkezinde ise “portföy çalışma” ya da daha yaygın bilinen adıyla gig economy yer almaktadır.
Gig Economy’nin Tanımı ve Yükselişi
Gig economy, bireylerin uzun süreli tek bir işverene bağlı
olmaksızın, farklı işverenler için kısa süreli, proje bazlı veya serbest
işlerde çalışmasını ifade eder. Örneğin, Uber sürücüleri, Upwork veya Fiverr
üzerinden hizmet sunan serbest çalışanlar, hatta kurumsal şirketlere proje
bazlı danışmanlık yapan profesyoneller bu ekosistemin bir parçasıdır.
McKinsey’nin 2022 raporuna göre, gelişmiş ekonomilerde
çalışanların yaklaşık %20’si düzenli olarak gig economy kapsamında işler
üstlenmektedir. Türkiye’de de özellikle genç kuşak arasında freelance yazılım,
dijital pazarlama ve içerik üretimi gibi alanlarda artış dikkat çekmektedir.
Kariyerin Yeniden Tanımlanması
Portföy çalışma, bireylere tek bir iş yerine bağlı kalmadan
farklı alanlarda deneyim kazanma fırsatı sunmaktadır. Bu durum, kariyerin
“merdiven modeli”nden “mozaik modeline” dönüşmesi anlamına gelir. Artık
çalışanlar, tek bir kurumda uzun yıllar kalarak yükselmek yerine, farklı
işlerden elde ettikleri deneyim, beceri ve sosyal sermaye ile kendi kariyer
portföylerini oluşturmaktadır.
Bu değişim aynı zamanda işverenlerin beklentilerini de
dönüştürmektedir. LinkedIn’in 2023 İşgücü Trendleri raporuna göre, şirketler
tek bir uzmanlığa sahip dar profiller yerine, farklı işlerde kendini kanıtlamış
ve çoklu beceriler geliştirmiş profesyonelleri daha fazla tercih etmektedir.
İnsan Kaynakları Açısından Gig Economy
İnsan kaynakları (İK) yönetimi açısından gig economy hem
fırsatlar hem de zorluklar barındırmaktadır.
- Esnek
işgücü: Şirketler proje bazlı işlerde maliyet avantajı sağlayarak,
ihtiyaç duydukları yetkinliklere hızlıca erişebilir.
- Çalışan
deneyimi: Serbest çalışanların kuruma bağlılık düzeyi düşük
olabileceği için, İK departmanlarının çalışan refahı ve aidiyet duygusu
yaratacak yeni stratejiler geliştirmesi gerekir.
- Performans
ve sözleşme yönetimi: Gig çalışanlarının performansının
değerlendirilmesi, geleneksel ölçütlerden farklı bir yaklaşım gerektirir.
Ayrıca iş hukuku ve sosyal güvence gibi konular, giderek daha karmaşık
hale gelmektedir.
Akademik Yaklaşımlar
Akademik literatürde gig economy üzerine yapılan çalışmalar,
bu modelin işgücü piyasasında kalıcı bir unsur olduğunu göstermektedir.
Kalleberg ve Dunn (2016), portföy çalışmanın özellikle genç kuşakların iş
tercihlerini şekillendirdiğini, ancak aynı zamanda iş güvencesi, sağlık
sigortası ve emeklilik gibi sosyal hakların zayıflamasına yol açtığını
vurgular.
Öte yandan De Stefano (2016), dijital platformlar
aracılığıyla ortaya çıkan gig işlerin, “dijital kapitalizm” bağlamında yeni bir
emek ilişkisi yarattığını ileri sürmektedir. Bu yaklaşım, gig economy’nin
yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyolojik ve etik boyutlarının da
olduğunu ortaya koyar.
Geleceğe Yönelik Trendler
- Hibrit
kariyerler: Çalışanlar hem tam zamanlı bir işte çalışıp hem de serbest
işlerden gelir elde edebilir.
- Beceri
odaklı İK: Üniversite diplomasından ziyade, edinilen beceriler ve
portföy çalışmaları öne çıkacaktır.
- Regülasyon
ihtiyacı: Devletlerin sosyal güvence, vergilendirme ve iş hukuku
bağlamında yeni düzenlemeler yapması kaçınılmazdır.
- İK’nın
rolü: İnsan kaynakları, sadece kurum içindeki çalışanları değil, aynı
zamanda kurumla çalışan gig işçilerini de kapsayan daha geniş bir işgücü
yönetim modeli geliştirmek zorundadır.
Sonuç
Kariyerin yeniden tanımlanması ve portföy çalışma modeli,
bireyler ve kurumlar için yeni fırsatlar sunarken aynı zamanda belirsizlikler
ve riskler de getirmektedir. İK yöneticileri açısından bu dönüşüm, esnekliği
teşvik ederken çalışan refahını koruyacak dengeli politikalar geliştirme
zorunluluğunu doğurmaktadır. Gig economy’nin giderek güçlenmesi, kariyer
anlayışının “tek işveren” odaklı değil, “çoklu deneyim ve esnek beceriler”
etrafında şekilleneceğini göstermektedir.
Kaynakça
- De
Stefano, V. (2016). The rise of the “just-in-time workforce”: On-demand
work, crowdwork, and labor protection in the gig economy. Comparative
Labor Law & Policy Journal, 37(3), 471–504.
- Kalleberg,
A. L., & Dunn, M. (2016). Good jobs, bad jobs in the gig economy.
Perspectives on Work, 20(1), 10–14.
- LinkedIn.
(2023). Global talent trends 2023: The future of work report.
LinkedIn Talent Solutions. https://business.linkedin.com/talent-solutions
- McKinsey
& Company. (2022). Independent work: Choice, necessity, and the gig
economy. McKinsey Global Institute. https://www.mckinsey.com.
Reviewed by Umut ÇETİNBAŞ
on
Kasım 14, 2025
Rating:



Hiç yorum yok: