Teknolojinin baş döndürücü hızı, işe alım dünyasında da dengeleri kökünden değiştirdi. Özellikle pandemi, online mülakatları lüks bir opsiyon olmaktan çıkarıp, kalıcı bir standart haline getirdi. Bugün birçok şirket, işe alım süreçlerinde bu yöntemi kullanıyor. Ancak Online mülakat, gerçekten bir devrim mi yoksa gözden kaçan detayların maliyeti ağır mı? sorusu hala zihinleri kurcalamaya devam ediyor.
Gelin, bu yazıda dijital vitrinin ardına birlikte bakalım.
Avantajlar: Bir Tıkla Tüm Dünya
Online mülakatın en büyük artısı, coğrafi sınırları adeta buharlaştırması oldu. Dünyanın hemen her yerinden tüm adaylar aynı şehirde bulunma şartından bağımsız, birkaç tıkla mülakat odasına katılabiliyor.
Geleneksel yöntemlerle 2-3 ay sürebilecek işe alım süreçleri, online mülakatlar sayesinde yalnızca bir kaç haftada tamamlanıyor. Hatta Şirket yönetimleri özellikle süreli projelerde, süreci dijital platformlarda başlatarak, online mülakatların hedefe götüren hızı için “hayat kurtaran seçim yöntemi” olarak bakıyorlar.
Bu durum hem hız, hem maliyet avantajı sağlıyor. Harvard Business Review’un 2021 araştırmasına göre, şirketlerin %86’sı online mülakatların işe alım süresini %40 oranında kısalttığını rapor etmiş. Bu oran, rekabetin yüksek olduğu sektörlerde stratejik bir kazanç anlamına geliyor.
Bir diğer önemli avantaj, adayın konfor alanında bulunması. Kamera karşısında kendi ortamında görüşmeye katılan birçok aday daha rahat, daha doğal ve özgüvenli bir iletişim kurabiliyor. Bu da mülakat kalitesini yükseltebiliyor.
Peki Ya Dezavantajları? Dijital İllüzyon ve Yanıltıcı İzlenimler
Tüm avantajlara rağmen ekran karşısında her şey göründüğü kadar net olmayabiliyor. Online mülakatın en büyük riski, adayın kontrollü mimik ve tutum gösterebilmesidir. Kamerada yaratılan izlenim, gerçek hayattaki davranış kalıplarını her zaman yansıtmayabilir.
Bu durumu somut bir örnekle açıklamak gerekirse:
Vaka Örneği – Yüksek Riskli Bir Tercihin Sonucu
Hızla büyüyen bir e-ticaret şirketi, geçen yıl Avrupa operasyonunu yönetecek bir “Ülke Müdürü” arıyordu. Tüm görüşmeler online platformlardan yürütüldü. Adaylar Zoom’da 3 aşamalı mülakata girdi, finalde Almanya’da yaşayan ve ekrandan olağanüstü sıcak ve özgüvenli duruş sergileyen bir yönetici seçildi.
Ancak göreve başlar başlamaz işler ters gitmeye başladı. Adayın video görüşmelerdeki vizyoner ve sıcak profili, gerçekte otoriter ve çatışmacı bir tutuma dönüştü. Almanya’daki ekip üyeleriyle ilişki kuramadı, kültürel uyumu başaramadı. Bir proje toplantısında çalışanlara sergilediği itibarsızlaştırıcı tutum nedeniyle 3 önemli yetenek istifa etti. Şirket hem pazar payı kaybetti hem de ekibin motivasyonunu sıfırladı.
CEO süreci şöyle özetlemişti:
“Ekrandan izlediğimiz insanla yüz yüze tanıdığımız insan bambaşkaydı. Dijital vitrin, gerçeğin yalnızca bir kısmını gösteriyormuş.”
Bu örnek, online mülakatın hem gelir hem zaman kaybına zemin hazırlayabileceğini net bir biçimde koyuyor.
Araştırmalar Ne Diyor?
LinkedIn’ın 2022 anketinde şirketlerin %70’i online mülakatların hızından memnun olduğunu söylerken, %58’i adayın gerçek karakterini anlamanın yüz yüze görüşmeye göre daha zor olduğunu belirtmiş. Bu veriler hibrit yaklaşımın neden önemli olduğunu net biçimde gösteriyor.
Hibrit Yaklaşım: Orkestra Gibi Yönetmek
Online mülakatlar özellikle:
Çok sayıda adayın değerlendirileceği pozisyonlarda, İlk eleme ve ön görüşmelerde inanılmaz bir hız ve erişim kolaylığı sağlar.
Fakat:
Liderlik gerektiren, Takım uyumu kritik olan, Kriz yönetimi becerisi aranan roller
için yüz yüze görüşmeler mutlaka planlanmalıdır.
En sağlıklı işe alım modeli, süreci bir orkestra gibi yönetmektir: Online mülakat dijital notaları çalar, yüz yüze görüşmeler insan sesini katar, finalde o mükemmel uyumu yaratırsınız.
Özetle
Online mülakatı şık bir dijital vitrine benzetmek mümkün. Vitrin pırıl pırıl, düzenli ve hızlıdır. Ancak yalnızca vitrine bakarak karar vermek, mağazanın içine girip ürünü dokunarak incelemeden alışveriş yapmaya benzer. İlk bakışta doğru sandığınız seçim, gerçekte üzerinize uymayabilir.
Bu yüzden ekran başında gördüğümüz profil, tek başına tüm gerçekliği temsil etmez. Yüz yüze etkileşim; göz teması, beden dili ve anlık tepkiler gibi kritik unsurları ortaya çıkarır.
Unutmamalıyız ki teknoloji bir araçtır, amaç değil. Hızlı olmak zaman açısından kazanç ama önemli olan gerçekten doğru insanı seçmek.
Bu yüzden:
“Dijital vitrin sizi hızlıca hedefe götürür, ama asıl karar, vitrinin ardındaki gerçek insanı tanıyabildiğinizde değer kazanır. Dijital vitrini açın ve ardındaki aday hakkında kuruma ilk misafirliğinde sergilediği tutumları gözlemlemeden, hizmet personelinden mülakat yetkililerine kadar olan tavırlarını görmeden karar vermeyin.” 22 yıllık 3000 üzerindeki mülakat deneyimim ile söyleyebilirim ki; online da tanışıklık, aday hakkında ancak bir özgeçmiş kadar ön izleme etkisi sağlayabilir. Doğru insanı seçmek biz ik cıların en önemli fonksiyonlarından biridir. Bu sebeple özellikle de kritik pozisyonlar için doğru seçimin olmazsa olmazı aynı havayı solumak, aynı masada bulunmaktır.
Hiç yorum yok: